https://tarihtetkikleri.com/index.php/pub/issue/feedTarih Tetkikleri Dergisi2025-06-30T09:33:31+03:00Editor: Prof.Dr. Ü. Gülsüm POLATeditor@tarihtetkikleri.comOpen Journal Systems<p>Tarih Tetkikleri Dergisi, (e ISSN: 2980-2911) altı ayda bir yayınlanan akademik, hakemli bir dergidir. Dergide Türkçe ve İngilizce olmak üzere akademik çalışmalar yayınlanmaktadır. Tarihin her alanından yazıların akademik hakemlik süreçlerini tamamladıktan sonra yayınlanması mümkündür. Türk ve dünya tarihinin her dönemi, tarihsel bağlamda ele alınan diğer disiplinlerden çalışmalar derginin yayın içeriğine uygundur. </p>https://tarihtetkikleri.com/index.php/pub/article/view/56Bozkırda Yeni Bir Kurgan: Chinge-Tey Batı Kurganı 12025-04-30T13:36:07+03:00Mazhar Narşapnarsapmazhar5@gmail.com<p>Coğrafya toplumların yaşam tarzlarının oluşmasında birinci faktördür. Tarıma uygun alanlarda yaşayan toplumlar, yerleşik yaşam tarzını; ormanlarda yaşayanlar avcı ve toplayıcı yaşam tarzını benimsemişlerdir. Hayvancılığa elverişli coğrafyalarda yaşayan toplumlar ise göçebe yaşam tarzını ortaya koymuşlardır. Hayvancılığa elverişli bir alan olan Avrasya coğrafyasında yaşayan bozkır toplumları ise konargöçer bir yaşam tarzını benimsemişler ve kültürlerini bu yaşam tarzına uygun olarak oluşturmuşlardır. Konargöçer yaşam tarzı, göçebe yaşam tarzından farklı olup sıradan bir hayat değildir. Yılın belirli zamanlarında yaşanılan coğrafyanın iklimsel koşullarından hem kendileri hem de hayvanlarının olumsuz etkilenmemesi için yaz aylarında yaylalara, kış aylarında ise kışlaklara yapılan sistemli bir göç hareketidir. Konargöçer kavimler, bu göçer hayat tarzı içerisinde kendi tarih ve kültürlerini de oluşturmuşlardır. Bu kavimlerin tarih ve kültürüne dair yazılı, sözlü ve arkeolojik kaynaklardan bilgiler elde edilebilmektedir. Sözlü kaynaklar ilerleyen süreç içerisinde yazıya geçirildiklerinden o dönemin izlerini taşımaktadırlar. Yazılı kaynaklar ise daha çok ilişkide bulundukları kavimlere aittir. Bozkır kavimlerine dair esas bilgiler arkeolojik kaynaklardan elde edilmektedir. Arkeolojik kaynakların başında ise bozkır insanının defnedildiği yığma tepe mezar şeklinde yapılan kurgan gelmektedir. Avrasya coğrafyasında bozkır insanına ait birçok kurgan bölgesi bulunmaktadır. Bu kurganların bulunduğu alanların biri de Tuva’da bulunan Turan-Uyuk vadisidir. Bu vadi bozkır kavimlerinin kışlak olarak kullandığı bir bölgedir. Burada çeşitli çaplarda kurganlar bulunmaktadır. Bulunan bu kurganlardan biri de Chinge-Tey Batı Kurganı 1’dir. Bu kurganda yapılan arkeolojik kazı çalışmaları sonucunda ortaya çıkarılan, ok çubukları, ok uçları, bıçaklar, ayna, tarak, makyaj malzemeleri, başlık süslemeleri gibi kalıntılar bozkır kavimlerinin kültürel hayatı hakkında bilgi sahibi olunmasını sağlamıştır.</p>2025-06-30T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Mazhar Narşaphttps://tarihtetkikleri.com/index.php/pub/article/view/54The Impact of Environmental Stress Factors on Egyptian Finances in the Last Quarter of the Eighteenth Century2025-04-22T17:48:00+03:00Osman Onur Gençosmangenc95@gmail.com<p>Climate plays a crucial role in sustaining Egypt’s agricultural economy, which was essential for fulfilling financial obligations to Istanbul, including planting, taxation, and monetary transactions. However, during the late eighteenth century, various institutions, particularly the Egyptian financial system, experienced severe disruptions. The state's inability to effectively govern the province, its failure to remit taxes, and the disruption of agricultural activities led to a breakdown in social cohesion. As a result, Egypt’s political, economic, and military structures underwent significant disintegration. Existing historiography on this period has largely focused on archival records and local chronicles. However, climate particularly in connection with disease and environmental vulnerability remains a relatively underexamined factor despite its central role in shaping economic organization.</p> <p>This study investigates the impact of environmental stressors such as climate variability, geographical challenges, epidemics, rebellions, and wars on Egypt’s financial collapse during the late eighteenth century. By utilizing primary sources, including the Ottoman Archives of the Republic of Turkey (BOA), contemporary chronicles, and French reports on the Nile River, this research integrates dendrochronological data for comparative analysis. The correlation between climate variability, economic instability, and political conflicts underscores the critical role of climate history in understanding the complexities of late eighteenth century Egypt.</p>2025-06-30T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Osman Onur Gençhttps://tarihtetkikleri.com/index.php/pub/article/view/57Tipu Sultan’ın Kaplanı: İngilizlerin Hindistan’daki Sömürgeciliğine Karşı Tarihsel Bir Sembolizm Örneği2025-04-29T23:03:48+03:00Onur Şahnaocsahna@gmail.comAdnan Korganadnankorgan@gmail.com<p>Bilindiği üzere Hindistan’ın sömürülmesi, malî bakımdan İngiltere’yi süper güç yapmıştır. 18. yüzyılın ikinci yarısında Hindistan üzerindeki sömürgecilik mücadelesinde Fransa’yı büyük ölçüde bertaraf eden İngiltere’nin önündeki en önemli engel, Tipu Sultan’ın (hük. 1782-1799) yönetimindeki Meysur Sultanlığı olmuştur. İngiltere ve Meysur arasında yaşanan yaklaşık yarım yüzyıllık mücadelede, psikolojik savaşın her türlü unsuru iki güç tarafından da kullanılmıştır. Bu psikolojik savaşın en ilgi çekici nesnesi, “Tipu Sultan’ın Kaplanı” adıyla bilinen otomattır. Bu çalışmada söz konusu otomat, İngiliz sömürgeciliğine direnişin sembolik bir örneği olması bakımından incelenmiştir. Bu bağlamda Hindistan’daki İngiliz varlığının tarihsel arka planı ve Tipu Sultan’ın biyografisi hakkında bilgi verilerek, otomatın üretim amacına ve çalışma ilkelerine ilişkin bir varsayım ortaya konulmuştur.</p>2025-06-30T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Adnan Korganhttps://tarihtetkikleri.com/index.php/pub/article/view/55Osmanlı Devleti’nin Son Yıllarında Kudüs ve Çevresinde Tıbbi Misyonerlik2025-04-11T16:49:29+03:00Ali Tomalıatomali@pau.edu.tr<p>Misyonerlik anlayışındaki gelişim ve metotlar, sosyal ve tarihi koşullar altında değişkenliğe uğramıştır. Bu değişkenlikteki dönüm noktaları; farklı kültürlerle karşılaşma, siyasi münasebetlerin niteliği, modernizmin getirdiği yeni dengeler ve dini tebliğ gibi fraksiyonlar altında şekillenmiştir. Ayrıca misyonerlerin yöneldiği kitlelerin toplumsal yapıları da faaliyet alanlarını oluşturmeda oldukça belirleyici olmuştur. Bu noktada tıbbi misyonerlik olgusu, misyonerlik faaliyetlerine eklemlenerek ayrı bir dal olarak ortaya çıkmıştır. Çok dilli, dinli ve etnik yapısı misyonerler için uygun bir coğrafya olan Kudüs ve çevresi de tıbbi misyonerlik faaliyetlerinin yoğun olarak görüldüğü bir yer olmuştur. Özellikle XIX. yüzyıldan sonra misyonerlik faaliyeti yürüten devletlerin bir rekabet ve nüfuz alanı oluşturmaya çalıştırdıkları kozmopolit Kudüs; birçok devletin uğrak yeri haline gelmiştir. Bu çalışmada, Osmanlı Devleti’nin son yıllarında Kudüs ve çevresinde faaliyet gösteren tıbbi misyon kuruluşlarının çalışmalarına odaklanılmıştır. Gerek çalışmanın kapsamı gerekse de faaliyet göstergesi bakımından yalnızca American Board, İngiliz ve Alman misyon teşkilatlarının faaliyetleri incelenmiştir. Çalışma, yerli ve yabancı kaynaklar, Osmanlı arşiv belgeleri ve raporlar çerçevesinde ele alınmıştır. Ayrıca çalışmada, tıbbi misyonerlerin nasıl bir coğrafyada çalıştıklarının anlamlandırılabilmesi adına tıbbi misyonerliğin gelişim süreçleri ve özellikleri hakkında bilgi verilmiş akabinde Filistin bölgesinin idari ve sıhhi yapısı üzerine durulmuştur.</p> <p><strong>Anahtar Kelimeler: </strong>Kudüs, Filistin, Tıbbi Misyonerlik, Sağlık, Osmanlı Devleti.</p>2025-06-30T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Ali Tomalıhttps://tarihtetkikleri.com/index.php/pub/article/view/53Reform ve Yenileşme Sürecinde Darülfünun’dan İstanbul Üniversitesine: Malche Raporu ve Alman Akademisyenler2025-03-27T10:40:08+03:00Elif Koçelifbnl89@gmail.com<p>1931 yılında Türkiye’ye davet edilen İsviçre Cenevre Üniversitesi Pedagoji Profesörü Albert Malche, Darülfünun’un yeniden inşası için bir rapor hazırlamıştır. 29 Mayıs 1932 tarihinde hükümete ve Atatürk’e sunulan söz konusu rapor doğrultusunda İstanbul Darülfünun’u kapatılmış yerine İstanbul Üniversitesi açılmıştır. 1933 yılında Almanya’da Adolf Hitler’in iktidara gelerek ırki ve siyasi gerekçelerle akademisyenleri tasfiye ettiği dönem ile Türkiye’nin yabancı hocaları ülkesine davet etmek istediği dönemin aynı olması Türkiye’nin üniversite reformu sürecini şekillendirmiştir. Bu nedenle yabancı hocaların ülkeye davet edilmesi noktasında Alman ve Almanca konuşan bilim insanları ön plana çıkmıştır.</p> <p>Darülfünun'un tarihsel gelişim sürecinin incelenmesi, eğitimdeki reform hareketlerinin etkilerini ve dönüşümünü kavrayabilmek için kritik bir öneme sahiptir. Bu nedenle çalışmada ilk olarak Cumhuriyet’in kuruluşuna gelinceye değin Darülfünun’un geçirdiği aşamalar ele alınarak tarihsel bir arka plan oluşturulmuştur. Ardından neden üniversite reformuna ihtiyaç duyulduğu, reform sürecinde neden Alman hocaların desteğine başvurulduğu ve bilhassa Alman akademisyenlerin İstanbul Üniversitesi nezdinde eğitime ve ülkemize katkıları Malche Raporu bağlamında incelenmiştir. Bu çerçevede üniversite reformunun istenilen başarıya ulaşıp ulaşamadığı tartışılmıştır. Çalışmanın kaynakları arasında, arşiv kaynakları, raporlar, süreli yayınlar, ilgili makale ve kitaplar bulunmaktadır</p>2025-06-30T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Elif Koç